Şirketlerin en büyük yanılgılarından biri şudur:
“Herkese aynı şartları sağlarsak, süper kahramanlara dönüşürler.”
Kusura bakmayın ama yanlış insanları işe alıp, sonra onları motive etmeye çalışmak, en büyük yönetim hatalarından biridir.
Şirketler, İK süreçlerine milyonlar harcarken ilk düğmeyi yanlış ilikliyor: Kimi işe aldıkları üzerine yeterince düşünmüyorlar. Sonra da yeteneği düşük veya işine anlam katmayan çalışanları mutlu etmek için kişiselleştirilmiş deneyimler, esnek yan haklar, hibrit çalışma modelleri tasarlıyorlar.
Yanlış insanlarla doğru işler yapmaya çalışmak, devasa bir saçmalık.
Bu yazıda, önce doğru insanları bulmanın neden kritik olduğunu ve yetenekli çalışanlar olmadan harika İK uygulamalarının nasıl boşa gittiğini konuşacağız.
- ÖNCE DOĞRU İNSAN, SONRA DOĞRU SİSTEM
Bir Formula 1 yarış takımınız var diyelim. Ama pistte araba kullanmayı sadece YouTube videolarından öğrenmiş birini pilot yapıyorsunuz.
Sonra bu arkadaş virajları alamıyor, duvara çarpıyor ve siz de “Direksiyonları daha ergonomik yapalım, arabaların içini daha konforlu hale getirelim” diyorsunuz.
Yanlış adamı almışsın, önce pilotu değiştir.
Şirketlerde de aynısı oluyor.
Yanlış işe alımlar yapılıyor, sonra bu kişilerin neden performans göstermediği tartışılıyor.
Fosil Uygulama:
- “Önemli olan karakter, yetenek zamanla gelişir.” (Gelişebilir ama yanlış insanı alırsanız, siz gelişmesini beklerken şirketiniz batabilir.)
- “Biz herkesi alırız, zamanla kültürümüze uyum sağlarlar.” (Yanlış kişiyi işe almak, işten çıkarmaktan daha maliyetlidir.)
- “Maaş rekabetçi değil ama biz bir aileyiz.” (Kimse bu masallara inanmıyor artık.)
Yeni Dünya:
- Önce yetenekli insanı bul, sonra sistemi kur.
- Yetenekli insanları sadece CV’ye bakarak değil, problem çözme becerisi ve karakter özellikleriyle değerlendir.
- İşe alımda esneklik değil, titizlik göster. Herkese şans vermek güzel ama şirket bir sosyal sorumluluk projesi değil.
- En iyi yetenekleri cezbetmek için sadece maaşı değil, gelişim fırsatlarını da ön plana çıkar.
- YETENEKLİ OLMAYAN ÇALIŞANI MUTLU ETMEK, BOŞA HARCANAN KAYNAK DEMEKTİR
Şirketlerin en büyük hatalarından biri, verim sağlamayan çalışanların memnuniyetiyle aşırı ilgilenmek.
Adam işinde kötü ama konuştuğumuz şeyler şu:
- “İş-yaşam dengesi sağlayalım.”
- “Performans görüşmelerini daha sıcak ve samimi yapalım.”
- “Onun kendisini geliştirmesi için farklı kariyer yolları açalım.”
Önce şu soruyu sormamız gerekmiyor mu?
👉 Bu kişinin gerçekten şirket için bir katma değeri var mı?
Fosil Uygulama:
- “Herkese fırsat vermeliyiz.” (Fırsat eşitliği başka bir şey, yanlış insanı gereğinden fazla elde tutmak başka bir şey.)
- “Zayıf yönlerini geliştirerek iyi bir çalışan haline getirebiliriz.” (İyi ama hangi maliyetle? Bazen en iyi yatırım, yanlış kişiyi mümkün olduğunca hızlı göndermektir.)
- “Eğitimlerle her şeyi düzeltebiliriz.” (Bütün eğitimler yeteneğin yerine geçemez. Ölüden atlet yapamazsın.)
Yeni Dünya:
- Kariyer gelişimi herkes için değil, gelişim potansiyeli olanlar içindir.
- İşini kötü yapan çalışan için fazla efor harcamak yerine, işini iyi yapanları daha da geliştirecek fırsatlar yarat.
- Performans yönetimini “herkesi yukarı çekelim” mantığıyla değil, gerçekten fark yaratabilecek çalışanlara odaklanarak yap.
- Çalışanlarınız arasında gerçekten öğrenmeye ve gelişmeye açık olanları tespit edin ve kaynaklarınızı onlara yönlendirin.
- ŞİRKETLERİN EN BÜYÜK RİSKİ: “SESSİZ VASATLIK”
Büyük şirketler neden düşüşe geçiyor biliyor musunuz?
Kötü çalışanlar yüzünden değil, vasatlar yüzünden.
Çünkü vasat çalışan şirkete zarar vermez ama bir değer de yaratmaz.
- O yüzden işten çıkarılmaz.
- Ama aynı zamanda şirkete katkı da sunmaz.
Vasat çalışanlar, şirket içindeki inovasyonu öldüren ve gelişimi sabote eden sessiz düşmanlardır.
Fosil Uygulama:
- “İşi batırmıyorsa iyidir.” (Hayır, sadece işi batırmamak yetmez. İleriye götürmüyorsa zaten geride bırakıyordur.)
- “Kıdemli olduğu için değerlidir.” (Kıdem süresi değil, kattığı değer önemli.)
- “Bu zamana kadar idare ettik, şimdi mi değiştireceğiz?” (Evet, çünkü iyi bir şirket “idare ederek” değil, gelişerek büyür.)
Yeni Dünya:
- Şirketi ileri taşıyacak insanlarla çalışın. Kendi gelişimine yatırım yapmayan biri, şirketinize de yatırım yapmaz.
- İnovasyonu ve öğrenmeyi teşvik eden bir kültür oluşturun. “Ben böyle iyiyim” diyen çalışanın, şirkette yeri olmamalı.
- Vasatı normalleştirmeyin. İnsanlar neyin ödüllendirildiğini görürse, ona göre hareket eder. Şirketinizde ortalama olmanın ödüllendirildiği bir kültür varsa, kimse ortalamanın üzerine çıkmaz.
SON SÖZ: YETENEK OLMADAN İK DEVRİMİ YAPILMAZ
Yeteneksiz insanlarla teknoloji odaklı insan yönetimi yapamazsınız. Başarılı İK stratejileri, ancak doğru insanlarla işe yarar.
Şirketler,
- Önce doğru insanı seçmeli,
- Vasatla vakit kaybetmemeli,
- Gerçek potansiyeli olan çalışanlara yatırım yapmalı.
Yoksa, yanlış çalışanları mutlu etmek için milyonlarca lira harcayıp hiçbir şey kazanamayan şirketlerden biri olursunuz.
Soru basit: Şirketinizde gerçekten en iyi insanlarla mı çalışıyorsunuz?
Yoksa “işi bilmiyorsa da iyi çocuk” diye tutulanlarla mı uğraşıyorsunuz? 😉