Site icon NMT İnsan Kaynakları ve Danışmanlık

Zebra Etkisi: Gölgelerin Arasında Kaybolmak

İş toplantılarında, gözler genellikle konuşanlara çevrilir. Onlar, cümlelerini güçlü tonlamalarla kurar, jestlerini ölçülü ama etkili kullanır. Masanın etrafındaki diğerleri başlarını sallar, fikirlerini destekler, bazen sadece görünmek için gülümserler. Ama o arka sıralarda sessizce oturanları kim fark eder?

İş dünyasında bazı insanlar, fark edilmeden işleri yolunda götürenlerdir. Ne büyük hatalar yaparlar ne de sürekli övgü toplarlar. Onlar, sistemin sessiz dişlileri gibi çalışır, varlıklarını hissettirmeden çarkları döndürürler. Ama bazen bu görünmezlik, bir koruma kalkanı olmaktan çıkıp, onları hiç fark edilmez hale getirebilir. Bir sistemin işlemesini sağlayan küçük dişlilerdir onlar, ama kimse dönüp onlara bakmaz. Oysa onlar olmasa çarklar durur, ama bir gün çekip gitseler, belki de eksiklikleri fark edilmez. İşte bu ‘görünmez’ çalışanlar, iş dünyasının zebralarıdır.

Peki neden zebra? Çünkü doğada zebraların en büyük savunması, fark edilmemektir. Zebraların siyah-beyaz çizgileri, sürü halinde koşarken bir araya gelip bir optik illüzyon yaratır ve avcılar, bireysel olarak bir zebrayı seçemez. Ama eğer bir zebra sürüden ayrılırsa? İşte o zaman aslanın kolay lokması olur.

Şimdi dönelim iş dünyasına: Göze batmamak, sessizce çalışmak, fazla soru sormamak… Evet, görünmez olmak bazen güvenlidir. Ama ya sürüden ayrılmak zorunda kalırsanız? Ya da daha da kötüsü, fark edilmediğiniz için bir sabah işinizin olmadığını öğrenirseniz? Kimse sizin varlığınızı hatırlamazsa ne olur? O zaman kariyeriniz için bir ‘av’ günü gelmiş demektir.

Görünmezliğin Konforu: Rahat mı? Belki. Güvenli mi? Asla.

Görünmez olmak ilk başta kulağa hoş gelir. Çatışmalara girmezsiniz, risk almazsınız, kimse sizinle uğraşmaz. Ama bir gün biri gelir ve “Bu pozisyon gereksiz, burayı kapatalım” der. İşte o zaman görünmezliğin ağır bedelini ödersiniz.

Bir organizasyon, kimlerin gerçekten katkı sağladığını fark edemezse, değişim zamanında kimleri tutacağına nasıl karar verecek? İş dünyasında, değeri en az sorgulananlar, en hızlı gözden çıkarılanlardır. Sırf sorun çıkarmadığı için yıllarca aynı pozisyonda kalanlar, en ufak bir dalgalanmada ilk gözden çıkarılanlar olur.

Tarihte de benzer hikâyeler vardır. Mesela Nikola Tesla ve Thomas Edison’u düşünelim. Tesla dâhiydi, elektrik sistemleri üzerine devrim niteliğinde fikirleri vardı. Ama Edison kadar iyi bir hikâye anlatıcı değildi. Edison’un en büyük başarısı, yalnızca teknoloji üretmek değil, aynı zamanda kendisini ve fikirlerini pazarlamak olmuştu. Bugün Tesla’nın adı anılıyor, evet, ama Edison’un bıraktığı miras çok daha güçlü.

Yöneticilerin de Sorumluluğu Var: Zebra Sürüsünü Nasıl Yönetmeli?

Görünmez çalışanların varlığı sadece bireylerin kendi tercihleriyle açıklanamaz. Çoğu zaman, onları görünmez kılan sistemin kendisidir. Yöneticiler, ekibindeki insanların yalnızca işlerini yapmalarını değil, aynı zamanda gelişmelerini, seslerini duyurmalarını ve değerlerinin fark edilmesini sağlamalıdır.

İyi bir lider, sessiz ama verimli çalışanların kaybolmasına izin vermez. Onları fark eder, yeteneklerini öne çıkarır ve ekip içinde eşit bir şekilde duyulmalarına olanak tanır. Görünmez kalan çalışanlar genellikle yöneticilerinin gölgelerinde kaybolur, ancak gerçek liderler onları öne çıkarmak için bilinçli bir çaba gösterir.

Bazen bir yöneticinin fark yaratması için büyük kararlar alması gerekmez. Küçük bir hareket, bir soru, hatta kısa bir bakış bile görünmezlik perdesini kaldırabilir.

Bir toplantıda, odanın köşesinde sessizce oturan bir çalışanı fark edersiniz. Herkes konuşurken o yalnızca dinler. Ama o an, ona doğrudan bir soru sormayı seçersiniz. İlk başta şaşırır, belki kısa bir yanıt verir. Ama ertesi hafta, toplantı sırasında gözleri sizinle buluşur ve ilk kez kendiliğinden söz alır.

Bir başka gün, bir projede kimin emeğinin geçtiğini düşünürsünüz. Sunumları yapanlar bellidir, ama perde arkasında tüm detayları titizlikle düzenleyen kişi genellikle unutulur. Bu kez farklı bir şey yaparsınız: Onun ismini anarsınız, emeğini görünür kılarsınız. Gözleri önce şaşkınlıkla açılır, sonra yıllardır beklenen bir onayın huzuruyla kapanır.

İyi bir lider olmak, yalnızca büyük kararlar almak değildir. Bazen en büyük farkı yaratan şey, kimsenin adını bilmediği ama her işin temel taşını oluşturan insanları fark etmek ve onları ışığa çıkarmaktır.

İyi bir yönetici, ekibini bir zebra sürüsü gibi görmemeli; herkesin aynı çizgiler içinde kaybolduğu bir yapı yerine, bireysel farkların görünür olduğu bir ortam yaratmalı. Aksi takdirde, en değerli çalışanları fark edemeden kaybetmek işten bile değildir. Liderler, sadece parlak ve kendini gösteren kişileri değil, perde arkasında büyük katkılar sağlayanları da öne çıkarmayı bilmelidir.

Peki, Zebra Olmaktan Nasıl Kurtuluruz?

Bir sabah fark edilmeden işinize geldiğinizde, bir şeylerin değişmesi gerektiğini anlarsınız. O gün, belki küçük bir adım atarsınız. Bir fikir ortaya koyarsınız, bir projeye adınızı yazdırırsınız. Önceleri kimse fark etmez. Ama zamanla, bir bakarsınız ki çay molasında yöneticiniz sizinle bir fikir paylaşmak için sizi bulmuştur. Sonra bir toplantıda, insanlar size dönüp bir şeyler sorar. Ve bir gün, fark edilirsiniz.

Risk almak ürkütücü olabilir, ama en büyük risk bazen hiçbir şey yapmamaktır. Konfor alanı güvenlidir, evet, ama aynı zamanda fark edilmeden kaybolmanın en emin yoludur. Çünkü konfor, sizi bir gölgeye dönüştürür. Bir sabah, kimse sizin eksikliğinizi fark etmezse, işte o zaman kaybolmuşsunuzdur. Kendinizi görünmez hale getiren sistemin içinde kaybolmamayı öğrenmek, bir sanattır. Ve bu sanat, öne çıkmadan bile var olmayı başarmakla ilgilidir.

Başkalarının hikâyelerinde kaybolanlardan mı olacaksınız, yoksa kendi hikâyenizi anlatan, kendi sahnenizi yaratanlardan mı? Çünkü tarih sadece kazananları değil, sahneye çıkmayı bilenleri hatırlar. Tarih, sadece kazananları değil, kendini anlatabilenleri de hatırlar.

Exit mobile version