Şirketinizi kurdunuz. Haklı olarak ilk aşamada ürününüzü, hizmetinizi veya çözümünüzü geliştirmeye odaklandınız ve büyümeye başladınız. Tebrikler. Bundan sonra ne yanlış gidebilir ki diye düşünebilirsiniz. Ürünle ilgili her şey istenildiği gibi gitse de girişimcilerin bu aşamada odaklarını ürün geliştirmeden ekip ve organizasyon kurmaya ve yönetmeye kaydıramaması durumunda pek çok şey yanlış gidebilir. Girişimci odağında takılıp, liderlik becerilerinin es geçilmesi durumunda başardığınız ve yoluna koyduğunuz her şey kolayca raydan çıkabilir. İşte girişimcilikten liderliğe geçiş yapamayanların yaşadığı bazı durumlara örnekleri aşağıda bulabilirsiniz. Bunlardan biri veya birkaçı size tanıdık geliyor mu?
- İşinize o kadar sıkı sarılıyorsunuz ki bir türlü ilerlemesine fırsat vermiyorsunuz. Evet işinizi kurduğunuz ilk zamanlarda her şeyi yapmak, her şeye karar vermek ve bilmek zorundaydınız. Çünkü sadece siz vardınız. Oysa işinizi büyüttükten ve her şeye yetişemeyeceğiniz duruma geldikten sonra işinize çok sıkı sarılmak şirketiniz için ciddi bir risk haline gelir. Hâlâ size bağlı yöneticilerin yapması gerekenleri siz yapıyor, alması gereken kararları siz veriyorsanız, CEO olarak sadece sizin yapabileceğiniz işlere yetişmeniz zor olacaktır. Başarı, yalnızca sorumluluğu devretmekle değil yetkinin de devredilmesi ile gerçekleşecektir. Bu nedenle sistem kurun, kontrol edin ama sarılmayı bırakın. İnanın böyle daha iyi olacak.
- Deneyimlerinizi, bilgilerinizi ve verileri paylaşmıyorsunuz. Bazı görevleri ve kararları devretmeye karar verebilirsiniz, ancak deneyimlerinizi ve bilgilerinizi kendinize saklarsanız çalışanlarınızın neyi nasıl yapacakları konusunda hala size gelmesi kaçınılmazdır. Bir görevi yerine getirmek üzere atanan herkesin o görevi yerine getirebilmesi için açıkça belirlenmiş bir sürece ve sınırları tanımlanmış bir sisteme, karar verebilmesi için ise verilere ihtiyacı vardır. Aksi takdirde görevleri ve kararları devretmeniz mümkün olamaz ve “Bensiz burada işler yürümüyor” algısına kapılıp ilk durumu aşmakta zorluk yaşarsınız.
- Şeytanı ayrıntıda arıyorsunuz. Büyük olasılıkla problem çözmekten zevk alıyorsunuz. Belki de şirketinizin kuruluş fikri bu şekilde ortaya çıktı. Ayrıntıları seviyorsunuz. Ancak artık ayrıntılar için görevli pek çok çalışanınız var. Bırakın ayrıntıları onlar düşünsün. Sizin, şirketiniz ve organizasyonunuzun geleceği için düşünmeniz, güçlü bir ekip oluşturmanız ve bunu sürdürecek şekilde liderlik etmeniz gerekiyor ki bu tam zamanlı bir iştir. Geriye kalan her şeyi delege edin.
- Alkışlarla yaşıyorsunuz. Bulduğunuz yeni fikirler sizi heyecanlandırıyor. Bunları hayata geçirme düşüncesi size coşku veriyor. Üstelik coşkunuz bulaşıcı. Ekibinizi genişletirken coşkunuzu paylaşan ve sizi alkışlayan insanları tercih ediyorsunuz. Bu iki ucu keskin bir kılıç. Ekibinize yeni insanları dahil ederken onları seçme nedeniniz sadece sizin fikirlerinizle coşmaları olmamalı. Çalışacağınız kişilerin de masaya bir şeyler getirmeleri, kapasitenizdeki bir boşluğu doldurmak ve şirketiniz adına önemli bir işlev üstlenmek için deneyimlerini, uzmanlıklarını ortaya koyabilme yeteneğine ve özgüvene sahip olmaları gerekir. Sizi alkışlayanlarla değil, liderlik yapanlarla çalışmayı tercih edin ve onları siz alkışlayın. Üstelik girişimcilikten liderliğe doğru ilerlediğiniz yolun en önemli adımlarından biri de yolun başında aldığınız alkışları çalışanlarınıza yöneltmektir. Bu sayede çalışanlarınızın deneyimlerini ve uzmanlıklarını ortaya koyabilmeleri mümkün olacaktır. Unutmayın ki kurumunuzun başarılı olabilmesi için sürekli gelişmesi gerekir. Gelişme ise sadece kurumun tepesinde değil her seviyesinde yenilikçiliğin hayata geçirilmesi ile sürdürülebilir bir nitelik kazanır.
- Fikirlerinizi savunuyorsunuz. Merakınız, sorgulamanız sizi bu noktaya kadar getirdi ama artık merak etmiyor ve sorgulamıyorsunuz. Çünkü bütün bunları siz başardınız. Kendinize güveniniz tam. Başlangıçtaki doğrularınıza takılıp kaldınız ve muhtemelen başarısızlığa giden yoldasınız. Oysa merak ettiğiniz sürece, gelecek sizindir. Merakınız, yeni fırsatları görebilmeyi veya başlangıçta doğru yaptıklarınızın artık geçerli olmadığını fark etmeyi sağlayacaktır. Fikirlerinizi savunmaktan vazgeçin. “Savunma yerine sorgulamayı kullanın.” Bulunduğunuz konumdan ötürü, bir konuyu savunduğunuzda karşınızdakiler muhtemelen size aynı fikirde olmadıklarını rahatlıkla söyleyemeyeceklerdir. Oysa fikirlerinizi savunmak yerine konuları sorgulamaya başladığınızda konuşma derinleşir ve sizi gerçek bir diyaloğa sokar. İşte olasılıkların ortaya çıktığı noktada buradadır. Bilinçli olarak meraklı olun ve sorgulayın.
- Kurum kültürünün kendiliğinden gelişeceğini düşünüyorsunuz. Arzuladığınız kurum kültürünün ileride kendiliğinden oluşacağını, insan kaynakları yönetimi ve stratejisinin zaman kaybı olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ama yanılıyorsunuz. Kurum kültürü için insan kaynağınıza yolun sonunda değil yol boyunca odaklanmanız gerekiyor. Şirketiniz büyüdükçe, çalışan sayınız arttıkça iş stratejinize paralel ve onunla uyumlu bir insan kaynakları stratejisi oluşturmanız ve onu olgunlaştırmanız, güncellemeniz gerekir. Bu, maalesef düşündüğünüzden daha zor olacaktır. Çünkü ölçeklendirmek istediğiniz kültür konusunda bilinçli olmak için zaman ayırmanız ve bu kültürü yaratacak politika ve prosedürleri oluşturmanız, uygulamaya koyacak disiplini önce kendinizde, sonra tüm organizasyonda sağlamanız gerekir. Unutmayın kurum kültürü oluşmaya ilk günden başlar ve işinizin başarısı için onu tasarlamanız gerekir.
- Zorlu konuşmaları sevmiyorsunuz. Sizinle yola çıkanlara karşı çok sadıksınız. Bu çok güzel ancak şirketiniz olgunlaştıkça uzun zamandan beri sizinle çalışanlar şirketinizi bir sonraki seviyeye taşımak için gerekli becerilere sahip olmayabilir veya kendilerini geliştirmede yetersiz kalabilir. Bunu fark etseniz de onlara geri bildirim vermeyi, onlarla yüzleşmeyi ve onları incitmeyi istemiyorsunuz. Girişimciden lidere dönüşmek, beklentileri açıkça ortaya koymak, doğru geri bildirimler vermek ve hatta beklentilerinizi gerçekleştiremeyen yöneticilerinizle çalışmayı bırakmak anlamına da gelebilir. Liderlik bazen rahatsız edicidir. Bunun işinizin bir parçası olduğunu unutmamak gerekir. Bazen rolüne uygun olmayan tek bir çalışana sadık davranmak tüm şirkete ihanet anlamına da gelebilir.
- Enerjinizi iyi yönetemiyorsunuz. Şirketinizi ilk kurduğunuz zamanlarda devamlı telaş içinde oradan oraya koşturuyor olabilirsiniz. Şirket kurmak yoğun bir çaba gerektirir; çoğu zaman adrenalin ile uyarılırsınız. Bu deneyim bağımlılık yapabilir. Sırf bu bağımlılık, sorunlarla boğuşmayı, sorunların nedenlerini araştırmak ve iyileştirmekten daha keyifli hale getirebilir. Çünkü fatura ödenmedi, mal gitmedi, satışlar düştü, müşteri şikâyet etti gibi yaşanan sıkıntılı durumlara tepki vermek, krizlere müdahale etmek, size bu krizlerin oluşmasını önlemekten veya çözüm oluşturmaktan daha çok heyecan verebilir. Dolayısıyla enerjinizi buraya yöneltmek isteyebilirsiniz. Fakat şirketiniz olgunlaştıkça, söyledikleriniz ve yaptıklarınızın çalışanların motivasyonuna olan etkisini unutmamak gerekir. Çalışanlarınızın motivasyonuna pozitif bir etkiniz olabileceği gibi, istemeden motivasyonlarını düşürebilirsiniz de. Davranışlarınız ve uygulamalarınız, neyin kabul edilebilir olduğuna örnek teşkil eder ve kuruluşunuzun kültürünü şekillendirir. Bunu fark edip kabul ettiğinizde, enerjinizi doğru alana yönlendirmek için çaba harcamanız gerekir. Enerjinizi yönetmeye ve doğru alanlara odaklamaya başlamalısınız.
- Otorite olmayı sürdürmek istiyorsunuz. Oysa her girişimci bir noktada, kendisine bağlı değil kendisi ile çalışacak, hatta kendisine bağlı çalışanlarının yapamayacağı şekilde tavsiyelerde bulunabilecek, ona meydan okuyabilecek kişilerin katılımını sağlamalıdır. Şirketinizin vizyonuna ulaşmasına yardımcı olacak insanlara ihtiyacınız olduğunu kabul etmelisiniz.
Bunlar, girişimcilikten liderliğe geçmeniz gerektiğini gösteren uyarı işaretleridir. Eğer girişimci ve CEO iseniz, organizasyonunuzda sizin seviyenizde başka hiç kimse olmadığının ve herkesin size raporlama yaparak sizden cevap beklediğinin, karşılaştığınız tüm baskıların farkındayız. Yine de kendinizi geliştirmeye devam etmeniz gerektiğini bilmelisiniz. Nasıl ki iyi sporcular, zirveye ulaşmak ve orada kalmak için sürekli antrenman yapar, becerilerini geliştirir ve kapasitelerini artırmaya devam ederse sizin için de aynı süreç söz konusu. Bilmelisiniz ki işinizi kurduğunuz noktadaki girişimci yöneticiden liderliğe geçiş yapmak bugünden yarına hemen gerçekleşmeyecek. Liderlik, girişimci olmaktan daha karmaşık ve meşakkatli bir süreç olacaktır. İyi sporcuların koçlarının desteği ile başardıkları bu süreçte, NMT de sizlerin başarısı için ihtiyaç duyduğunuz her an yanınızda olmaya devam edecek.