Araba lastiklerinden, akıllı telefonlara kadar bir çok farklı ürünü dev gemilerin üzerinde taşıyan konteynerlarda yaşanan sıkıntılar, endişe verici şekilde devam ediyor.
Özellikle Pandemi döneminde teslimatları hızlandırma konusunda yapılan baskı sebebiyle güvenlik hataları riski artmaktadır. Konteynerlerin okyanusta devrilmesi sadece ekonomiye değil çevreye de büyük zarar vermektedir.
Nakliye endüstrisi son 7 yılın en büyük kaybını yaşıyor. Geçen yıl 3.000’den fazla, 2021’de ise 1.000’den fazla konteyner denize döküldü. Bu durum yüzlerce perakendeci ve üreticinin tedarik zincirlerini bozmaktadır.
Pandemi sırasında tüketici talebinin patlaması, gemilerin büyümesi, hava durumunun öngörülemez hale gelmesi ve konteynerlerin her zamankinden daha yüksek istiflenmesi ise kaza nedenlerinden sadece birkaçı.
364 metrelik boyu ile rüzgârlı ve büyük dalgalar arasında dalgalanan Tek Apus ‘un gemisi Kasım ayında 1.800’den fazla konteynerın kaybına neden oldu. Bu olay, 2013 ‘te MOL Comfort’un ikiye ayrıldığı ve 4,293 konteynerlik kargosuyla Hint Okyanusu’na battığından beri görülen en kötü olay. Ocak ayında Maersk Essen, Çin’in Xiamen kentinden Los Angeles’a giderken yaklaşık 750 konteyner bir ay sonra, Maersk Eindhoven’da ağır denizlerde 260 konteyner kaybetti.
Nakliye uzmanlarına göre hız ihtiyacı, felakete yol açabilecek tehlikeli koşullar yaratıyor. Gemi kiralayanların yakıt ve zamandan tasarruf etme baskısı nedeni ile karşı karşıya kalan gemi kaptanlarının fırtınalı havada bile rotadan sapmaması tehlike yaratan unsurlardan sadece biri. Ayrıca yanlış bir karar, kargoları ve mürettebatı da riske atıyor. Allianz Global Corporate & Specialty, insan hatasının denizcilik sektörü kazalarının ve ölümlerinin en az dörtte üçüne katkıda bulunduğunu tahmin ediyor. Yorgun denizciler salgın sırasında kötüleşen koşullarla karşı karşıya kaldıkça, talihsizlik olasılığı artıyor.
Gemiler ağır havaya yaklaştığında, kaptanlar tehlikeden uzaklaşma seçeneğine sahiptir. Ancak American International Group Inc.’de Asya Pasifik deniz denizcilik müdürü olan Jonathan Ranger yeni gemi yürütme sloganını “fırtınanın etrafından dolaşma, içinden geç” şeklinde olduğunu söyledi. Independent Vessel Operations Services Ltd. genel müdürü Neil Wiggins, güvertede konteyner sayısının artmasıyla birlikte gemideki insan gücünün azalması, mürettebatın her bir çubuğu kontrol etmesini ve etkili bir şekilde vidalamasını gittikçe zorlaştırdığını söyledi. Denizcilerin sağlığı ve güvenliği de tehlikede.
Her yıl 226 milyon konteyner olan deniz taşımacılık hacmi içerisinde 1.000 veya daha fazla kayıp, okyanusta bir damla gibi görünebilir. Ancak Britannia P&I’ de kayıp önleme müdür yardımcısı Jacob Damgaard, 23 Nisan’da Singapur’da düzenlenen bir konferansta «Bu kayıplar, tüm konteyner olaylarının parasal değerinin neredeyse%60’ı» olarak tanımladı. Londra’daki deniz hukuku firması Clyde & Co.’nun bir ortağı olan Jai Sharma’ya göre, kutu başına ortalama 50.000 $ olmak üzere kayıp var. Tek Apus’un, yalnızca kargoda 90 milyon dolar kaybettiğini tahmin ediliyor ki bu yakın tarihin en yüksek kayıp seviyesi. Bloomberg verilerine göre bu yıl ki kayıpların toplamı 54,5 milyon dolar olarak tahmin ediliyor.
Süveyş Kanalı’nda yaşanan olay denizcilik sektörünün kırılganlığına dikkat çekiyor. Mega gemi, hayati önem taşıyan su yolundaki trafiği yaklaşık bir hafta boyunca engelledi ve küresel ticaret üzerindeki etkisi hala hissediliyor.
Şimdiye kadar, son konteyner kazalarının hiçbiri doğrudan güvenlik açıklarına bağlanmadı.
Uluslararası Denizcilik Örgütü, son olaylarla ilgili soruşturmaların sonuçlarını hâlâ beklediğini söyledi ancak pek çok uzman, salgından bu yana tedarik zincirleri üzerindeki baskı nedeniyle durumun daha tehlikeli hale geldiğini söylüyor.
İşin özeti pandemi süreci ile ortaya çıkan nakliye sorunları, psikolojik ve ekonomik alanda kendini göstermeye devam ediyor ve kısa zamanda çözülecek gibi gözükmüyor.