Yıllar önceydi.
Kariyerine yeni başlamış bir adayla tanıştım. CV’si mütevazıydı. Ne parlak bir akademik geçmişi vardı, ne de büyük bir markada çalışmıştı. Ama sorulara verdiği cevapların arasında bir şey parlıyordu: uyum, merak, tutku.
O mülakatın ardından not defterime tek bir cümle yazmıştım:
“Bu kişi bu pozisyona değil, bu kuruma ait.”
Bugün o kişi, aynı kurumda Genel Müdür.
Bu yalnızca bir başarı öyküsü değil.
Bu, insan kaynaklarının gerçek potansiyelini anlatan bir hatırlatma:
Biz, boş pozisyonları doldurmayız.
Biz, kurumun geleceğini inşa ederiz.
Zaman Değişti, Kurumlar da Değişmek Zorunda Kaldı
Pandemi, ekonomik dalgalanmalar, nesiller arası değer farkları, sessiz istifalar, anlam arayışı…
Tüm bu değişim rüzgârları, iş dünyasını yalnızca sarsmadı — onu yeniden tanımladı.
Ama bazı kurumlar vardı ki, sadece hayatta kalmadı, daha da güçlendi.
Neden mi?
Çünkü insanı bir kaynak değil, bir anlam olarak gördüler.
İnsan kaynaklarını bordro ve prosedürlerin ötesinde, kurumun ruhunu taşıyan bir stratejik ortak olarak gören şirketler bu dönüşümden kazançla çıktı.
Artık CV Okunmuyor, Değer Okunuyor
Bugünün yetenekleri yalnızca bir iş aramıyor.
Bir bağ arıyor.
Bir anlam, bir neden, bir değer arıyor.
Maaştan öte bir amaç, unvandan öte bir uyum peşindeler.
Biz, NMT İnsan Kaynakları olarak yüzlerce görüşmede şunları duyuyoruz:
“Bu şirket neden var?”
“Yöneticiler sadece konuşuyor mu, yoksa gerçekten dinliyor mu?”
“Burada sadece bir çalışan mı olacağım, yoksa bu hikâyenin bir parçası mıyım?”
Eğer bu sorulara verdiğiniz cevaplar içten değilse, en parlak özgeçmiş bile size dönüp bakmıyor.
İşte bu yüzden işveren markası bir pazarlama kampanyası değil, bir karakter meselesidir.
Ve karakter, yalnızca yaşanarak inşa edilir.
Seçme Yerleştirme Değil, Gelecek Eşleştirme
Bir adayı değerlendirirken yalnızca teknik yeterliliklerine bakmayız.
Bizim için asıl soru şudur:
“Bu kişi, bu kurumla birlikte nasıl evrilir?”
Çünkü bizce güçlü bir yerleştirme;
- yalnızca bugünün değil, yarının da ihtiyaçlarını karşılamalı,
- kurumun hedefleriyle adayın tutkularını buluşturmalı,
- sürdürülebilir bir uyum yaratmalıdır.
Bu yüzden her projeye şu araçlarla yaklaşırız:
- kültürel uyum analizleri,
- esnek ama tanımlı yetkinlik matrisleri,
- liderlik potansiyeli değerlendirme sistemleri.
Kısa vadeli çözümler değil, uzun vadeli başarılar hedefleriz.
Duygusal Zekâ, Verinin Yanında Yürür
Elbette veriye inanırız.
Ama insan sadece veriyle anlaşılmaz.
Empati kurmadan, sessiz mesajları duymadan, göz temasındaki duyguyu fark etmeden yapılan hiçbir değerlendirme tamam değildir.
Veriyle karar alabiliriz ama ancak duygusal zekâ ile bağ kurarız.
Ve işveren markası da tam olarak bu bağın içinden doğar.
Marka, Anlatılan Değil, Hissedilendir
1996’dan bu yana öğrendiğimiz bir şey var:
Marka, sizin hakkında ne söylediğiniz değil, sizinle ne yaşandığıdır.
- Aday ilk mülakatında ne hissetti?
- İşe giriş sürecinde ne kadar sahiplenildi?
- İlk hatasında nasıl bir geri bildirim aldı?
- İlk başarısında kiminle sevindi?
İşte bu detaylar, markanızı görünmez ama unutulmaz kılar.
Çünkü iyi bir işveren markası başvuru çekmez;
bağlılık yaratır, sadakat üretir, gelecek taşır.
NMT Olarak Ne Yapıyoruz?
Yıllardır gördüğümüz bir şey var:
İyi bir eşleşme sadece CV uyumuyla olmaz.
Bizim aradığımız o özgün noktadır:
kurumsal hedef ile bireysel anlamın kesiştiği yer.
Bu yüzden yalnızca “kim yapabilir” sorusunu sormayız.
Aynı zamanda “kimle bu rol dönüşür?” sorusuna da yanıt ararız.
Her projede şirket kültürüne yatırım yapar, kurumun geleceğine yön verecek insanlarla yolculuğa çıkarız.
Sonuç Yerine Bir Davet
İnsan kaynakları artık sadece insanla değil, insan için çalışan bir zeka.
Ve biz bu yolculukta sizin yanınızdayız.
Çünkü biliyoruz ki:
Gelecek, insanla kurulan bağlarda saklı.
Ve her yerleştirme, yeni bir gelecek ihtimalidir.
NMT İnsan Kaynakları
İnsana değer katan, markaya anlam katan danışmanlık.